Müşaviler Birliği

2025 YILI SONUNDA İNŞAAT SEKTÖRÜ

2025 YILI SONUNDA İNŞAAT SEKTÖRÜ

2025 YILI SONUNDA İNŞAAT SEKTÖRÜ

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat, 2025 yılına art arda gelen maliyet şokları, zayıf iç talep, finansmana erişimdeki güçlükler ve konut fiyatlarındaki çevrimsel yataylaşma ile girdi. Yıl boyunca sektörün hem arz hem talep tarafında belirgin bir yavaşlama görüldü; buna karşın stratejik dönüşüm alanlarında ve kamu projelerinde dikkat çekici fırsatlar ortaya çıktı. 2025 sonu itibarıyla manzara, zorluklarla yoğrulmuş bir istikrar arayışını işaret ediyor: sektör, keskin düşüşler yaşamasa da, kırılgan bir dengede ilerliyor.

Bu analiz, yılın son çeyreğine yaklaşırken 2025’in inşaat sektörü görünümünü, risk ve fırsat setleriyle birlikte bütüncül bir perspektifle ele alıyor.

1. 2025’in Ekonomik Arka Planı: İnşaat Sektörünün Daralan Manevra Alanı

Finansman koşullarındaki sıkışma

2025 boyunca sıkı para politikası, yüksek kredi faizleri ve inşaat finansmanının bankalar nezdinde daha temkinli değerlendirilmesi, sektörün hareket kabiliyetini sınırladı. Ticari kredi faizlerinin yüksek seyrini koruması, yeni projelerin başlama hızını düşürdü. Geliştiriciler için proje finansmanı maliyetlerinin beklenenden daha uzun süre yüksek kalması, konut ve karma projelerde “ertelenmiş yatırım davranışını” belirginleştirdi.

Maliyet cephesi hâlâ baskılı

İnşaat maliyet endeksi, 2024’ün sert yükselişinden sonra 2025’te görece yatay bir seyir izlese de altyapı çelik fiyatları, enerji maliyetleri, ithal girdiler ve lojistik kalemleri maliyetleri yukarıda tutuyor. Döviz kurunda zaman zaman yaşanan dalgalanmalar da sektörün planlama kapasitesini zorlayan unsurlar arasında yer aldı.

Talep tarafında gerileme

Konut fiyatlarının reel olarak yavaşlaması, alım gücündeki aşınmayla birleşince iç talepte belirgin bir soğuma yarattı. Özellikle ilk el konut talebi 2025’te gözle görülür şekilde zayıfladı. Yüksek faiz ortamı nedeniyle kredili satışların payı tarihsel dip seviyelerde kaldı.

Bu ekonomik çerçeve, sektörün yıl boyunca neden temkinli bir görünüm sergilediğini güçlü biçimde açıklıyor. Ancak tablo bütünüyle negatif değil; sektör farklı kollarda yeniden yapılanıyor ve birtakım fırsatlar belirgin hale geliyor.

2. 2025’in Son Çeyreğinde İnşaat Sektörünü Bekleyen Başlıca Riskler

1) Finansal Kırılganlık ve Proje Tamamlama Riskleri

Yıl içinde satış hızı yavaşlayan projelerde nakit akışı yönetimi zorlaştı. Orta ölçekli firmalar için tamamlama riski daha görünür hale geldi. Tedarik zincirinde yaşanabilecek ani maliyet dalgalanmaları, piyasadaki kırılganlığı artırma potansiyeline sahip.

2) Konut Fiyatlarında Reel Durgunlaşma

2025 sonuna yaklaşırken konut fiyatlarının reel olarak yatay seyretmesi, yatırım amaçlı talebi ciddi düzeyde baskılıyor. Bu eğilim, geliştiricilerin stok biriktirme riskini artırıyor.

3) Arsa fiyatlarının hâlâ yüksek olması

Arsa maliyetleri, son üç yıldaki artışları nedeniyle yeni projelerde en kritik kırılma noktalarından biri. İnşaat maliyetleri sınırlı artış gösterse dahi, yüksek arsa değerleri kârlılığı zorluyor.

4) Nitelikli işgücü sorunları

Sektörün uzun süredir yaşadığı nitelikli işgücü eksikliği 2025’te daha da görünür oldu. Özellikle altyapı projelerinde deneyimli çalışan bulmak zorlaşırken, ücretler üzerindeki baskı artıyor.

5) Küresel belirsizlikler

Enerji fiyatlarındaki oynaklık, Avrupa’daki büyüme görünümündeki zayıflık ve jeopolitik riskler, ithal girdiye bağımlı olan inşaat sektörünün maliyetlerinde ani sıçramalara yol açabilecek dışsal riskler taşıyor.

3. 2025’te Öne Çıkan Fırsatlar: Yavaşlayan Talebin İçinde Yenilenen Dönüşüm Alanları

Her ne kadar toplu piyasa görünümü zayıf olsa da alt kalemlerde güçlü fırsat pencereleri açılıyor:

1) Kentsel dönüşümde ivme

2025’te kamu otoritelerinin yeniden hızlandırdığı kentsel dönüşüm programları, özellikle büyükşehirlerde inşaat firmaları için önemli bir gelir kaynağı olmayı sürdürüyor. Dönüşüm projelerinin finansman modellerindeki yenilikler—gelir paylaşımlı hibrit modeller, fon destekli çerçeveler—sektöre yeni hareket alanı sağlıyor.

2) Yeşil bina ve sürdürülebilirlik yatırımları

Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın uyum süreçleri hızlanırken, enerji verimli yapılaşma, yeşil malzeme kullanımı ve karbon ayak izinin azaltılması gibi kriterler hem mali avantaj hem de rekabet üstünlüğü sağlıyor. Bu segmentte faaliyet gösteren firmaların proje değerlemelerinde olumlu ayrışma bekleniyor.

3) Altyapı ve lojistik projeleri

Ulaştırma, enerji ve dijital altyapı alanlarındaki kamu projeleri 2025 boyunca sektörün taşıyıcı kolonlarından biri olacak. Özellikle liman modernizasyonu, organize sanayi bölgelerindeki altyapı yenilemeleri ve yenilenebilir enerji tesislerinin bağlantı hatları, firmalar için uzun soluklu iş imkanları sunuyor.

4) Orta gelirliye yönelik konut üretimi

Üst gelir grubunda talep doygunlaşmış olsa da orta gelirliye yönelik, küçük metrekareli, ulaşımı güçlü bölgelerdeki konut projelerinde canlılık sürüyor. Bu segment, fiyat erişilebilirliğinin artmasıyla birlikte 2025 sonunda daha da ön plana çıkacak gibi görünüyor.

5) Kurumsal gayrimenkulde yeni talep dinamikleri

Lojistik merkezleri, veri merkezleri ve yüksek teknolojili üretim tesisleri için artan yatırım iştahı, ticari inşaat tarafında yeni bir büyüme alanı yaratıyor. Özellikle teknoloji şirketlerinin Türkiye’deki altyapı yatırımlarını artırma eğilimi, 2025’in en stratejik fırsatlarından biri olarak öne çıkıyor.

4. 2025 Sonu İçin Genel Öngörü: Yatay Seyir, Seçici Büyüme, Zorunlu Dönüşüm

Yukarıdaki tüm etkiler ışığında 2025 sonu için üç temel öngörü öne çıkıyor:

1) Sektör genelinde yatay büyüme eğilimi

Sektörün hem üretim hacmi hem de istihdam açısından 2025’i ılımlı bir yavaşlama ile kapatması bekleniyor. Bu, 2018–2023 dönemi dalgalanmalarına kıyasla daha istikrarlı fakat düşük tempolu bir yapı anlamına geliyor.

2) Firma bazlı ayrışma derinleşecek

Finansal gücü yüksek, ölçek avantajı bulunan ve sürdürülebilirlik kriterlerine yatırım yapan firmalar öne çıkacak; küçük ölçekli şirketlerde ise konsolidasyon, birleşme ve devralmalar daha görünür hale gelecek.

3) Konut pazarında dengelenme süreci

Fiyat artışları yavaşlarken konutun yatırım aracı olarak cazibesi bir miktar geriliyor; ancak barınma ihtiyacının yüksekliği nedeniyle temel talep tamamen körelmiyor, sadece ritmi düşüyor.

5. Sonuç: Zorluklarla Çevrili Bir Yıl, Ancak Yeni Bir Yapılaşma Dönemine Açılan Kapı

2025, inşaat sektörü için temkinli ilerlenen, risklerin dikkatle yönetildiği, fiyatlama ve finansman stratejilerinin baştan sona gözden geçirildiği bir yıl olarak kayda geçiyor. Ancak bu yıl aynı zamanda sürdürülebilirlik, kentsel dönüşüm, dijitalleşme ve kurumsal altyapı yatırımlarında yeni bir dönemin başlangıcı niteliğinde.

Türkiye’de inşaat sektörü tarihi olarak her zorluk döneminde yeni bir dönüşüm rotası yaratmayı başarmıştı. 2025 sonu itibarıyla da tablo tam olarak bunu işaret ediyor: Belirsizliklerin ve baskıların içinde, strateji geliştirebilen, selektif büyümeyi hedefleyen firmalar için daha sağlam ve uzun vadeli bir inşaat iklimi oluşmaya başlıyor.

Sektörün 2026’ya devredeceği en kritik mesaj ise şu:

“Kârlılık için hız değil, doğruluk; büyüme için genişlik değil, derinlik şart.”

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

Zaferozcivan59@gmail.com